Folliküler; daha çok tiroit bezinin damar ve zar kısımlarına yayılarak gelişen bu tiroid kanseri tipi, 50 yaşlarından sonra ortaya çıkmaktadır. Hızlı ilerleme gösteren folliküler tiroit kanserinin, komşu organlara da sıçrayabilme özelliği vardır.

Popiller; tiroit kanserleri arasında en sık görülenidir ve herhangi bir belirti vermeden uzun zaman tiroit bezinde bekleyebilir. Genellikle 40 yaşlarına doğru görülen popiller tiroit kanseri, gençlerdeki seyri daha iyidir.

Anapllastik; çok az rastlanan tiroit kanseri türüdür ve tiroit bezinde oluşturduğu nodüller hızlıca büyüyüp gelişir. Hastaya kemoterapi uyglaması gerektirebilecek bir tiroit kanseridir.

Medüller; daha çok ailesinde medüller tiroit kanserine rastlanmış kişilerde görülme oranı yüksek olan tiroit kanseridir. Lenf bezlerine yayılabilen medüller tiroit kanserinde, operasyonla tiroit bezinin alınması gerekebilir.

Tiroit kanseri; şeker hastalığı olan kişilerde, yetersiz iyot veya aşırı iyotlu tuz alımında, ailesinde tiroit rahatsızlığı olanlarda, gebelikte ya da yeni doğum yapmış bayanlarda, özellikle çocuk yaşta kanser tedavisi sebebi ile boyun ve baş bölgesine radyoterapi uygulanan kişilerde görülme riski biraz daha fazladır.

Ne yazık ki tiroit kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de yapılan birçok araştırma, özellikle uranyum maddesinin yer aldığı radyoaktif bileşenlere maruz kalan bireylerde tiroit kanserinin daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur. Örneğin; bademcik ve geniz eti büyümesi gibi rahatsızlıklarda, boyun bölgesine uygulanan ışın tedavileri tiroit kanserinin meydana gelmesine zemin hazırlamaktadır. Ancak bu uygulama daha çok Amerika'da yapılmaktadır. Ülkemizde geniz eti ve bademcik problemlerinde radyoaktif yerine cerrahi tedaviler tercih edilmektedir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi tiroit kanseri türlerinin %90'dan fazlası, herhangi bir belirti vermemektedir. Öyle ki; birçok tiroit kanseri hastalarının, uzun yıllar boyunca tiroit kanseri olduğunun farkında olmadan yaşadığı bilinmektedir. Fakat bazı tiroit kanseri vakalarında, lenf bezlerinin büyüdüğü ve boyun bölgesinde kitle oluşmuş olduğu görülmüştür. Boğazda ağrı, yutkunmada zorluk çekme, ses kısılması, nefes alıp vermede sıkıntı yaşama, cilt derisinde kuruluk ve çatlama, sinirlilik hali, hızlı kilo artışı, zayıflayan saç derisi; tirod kanserinde ortaya çıkabilecek belirtiler arasında yer almaktadır. Fakat dediğim gibi, bu belirtilerin hiçbirisi olmayabilir. Zira sinsice ilerleyen bir kanser türüdür tiroit kanseri.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki; birçok hastalıkta olduğu gibi, tiroit kanserinde de erken tanı hayati önem taşımaktadır. Ayrıca erken teşhis ve doğru tedavi ile hayatta kalma şansı en yüksek olan kanser tipidir tiroid kanseri. Günümüzde gelişen teknoloji koşulları sayesinde, artık eskiye oranla daha kolay tespiti yapılabilen tiroit kanserinde; varsa hastanın şikâyetleri doğrultusunda ve fiziksel muayene ile ilk burgular elde edilir. Eğer ele gelen bir kitle söz konusu ise tiroit kanserinden söz edilebilir. Tiroit bezinde nodül fark edilmişse; doktorunuz Bilgisayarlı Tomografi ve MR isteyecektir. Ancak bu kitlenin kanser olup olmadığını kesin olarak anlamak için, biyopsi şarttır. Biyopsi ile tiroit hücrelerinden çekilen sıvı üzerinde patolojik inceleme yapılır ve kesin teşhis konulmuş olur. Bunlara ek olarak, kandaki hormon seviyeleri içinde birtakım testler gerekebilir. Burada önemli olan nodül yani kitle henüz küçük boyutta iken fark edilmesidir. Aksi halde hayati kayıplar meydana gelebilir. Bu yüzden bazı hastalarda biyopsi birkaç defa uygulanabilir.

Tespit edilen tiroit kanseri; hangi boyutta olursa olsun mutlaka ameliyat gerektirir. Ameliyatla tiroit bezinin tamamı alınır ve sonrasında uygulanacak tedavi de oldukça önemlidir. Yapılan cerrahi işlem sonrası, bölgede kalan kanserli tiroit dokularının yok olmasını sağlamak için radyoaktif tedavisi uygulanır. Belirli dozlarda yapılan radyoaktif iyot tedavisi sonrasında, hastaya tiroit tabletleri verilir. Bu tiroit tabletleri sayesinde hem hastanın tiroit hormonu gereksinimi karşılanır hem de hipofiz bezinin baskılanması sağlanır. Çünkü baskılanan hipofiz bezi tirotiropin salgılanmasını önleyerek, yeni bir tiroid kanseri hücresinin gelişmesine engel olmuş olur. Hastalığın tekrar nüksetmemesi için, tedavi sonrasında da mutlaka hasta, izlenim altında olmalıdır.

0 Yorum Yapılmış "Tiroid Kanseri"
Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin