Tiroid kanseri, gırtlağın alt kısmında yer alan ve vücudumuz için önemli hormonları salgılamakla görevli bir endokrin bezde meydana gelir. Halk arasında Guatr olarak da bilinen tiroid, vücudun metabolizma hızını düzenleyen T3 ve T4 isimli iki çeşit hormonun salgılanmasını sağlar. Burada meydana gelebilecek herhangi bir sorun, sağlığımızı ciddi anlamda olumsuz etkiler. Özellikle de tiroit kanseri denilen bu kanser tipi, tiroid bezinde görülen önemli rahatsızlıklardan birisidir. Tiroid kanseri, tiroid bezinde yer alan hücrelerin toplanarak orada kümelenmesi sonucu meydana gelen bir kanser türüdür ve "nodül" olarak görüldüğü belirtilmektedir. Daha çok kadınlarda rastlanan tiroid kanserinin Türkiye'de görülme oranı gittikçe artmaktadır.

Folliküler tiroid kanseri, daha çok tiroid bezinin damar ve zar kısımlarına yayılma eğilimindedir ve genellikle 50 yaşından sonra görülür. Hızlı ilerleme gösteren folliküler tiroid kanseri, komşu organlara da sıçrayabilme özelliğine sahiptir.

Tiroid kanserleri arasında en sık görülenidir ve herhangi bir belirti vermeden uzun süre tiroid bezinde kalabilir. Genellikle 40 yaşlarına doğru görülen papiller tiroid kanseri, gençlerdeki seyri daha iyidir.

Çok az rastlanan bir tiroid kanseri türüdür ve tiroid bezinde oluşturduğu nodüller hızla büyüyüp gelişir. Hastaya kemoterapi uygulaması gerektirebilecek bir tiroid kanseridir.

Daha çok ailesinde medüller tiroid kanserine rastlanmış kişilerde görülme oranı yüksek olan bir tiroid kanseridir. Lenf bezlerine yayılabilen medüller tiroid kanserinde, operasyonla tiroid bezinin alınması gerekebilir.

Tiroid kanseri, şeker hastalığı olan kişilerde, yetersiz iyot veya aşırı iyotlu tuz alımında, ailesinde tiroid rahatsızlığı olanlarda, gebelikte ya da yeni doğum yapmış kadınlarda, özellikle çocuk yaşta kanser tedavisi sebebi ile boyun ve baş bölgesine radyoterapi uygulanan kişilerde görülme riski biraz daha fazladır.

Ne yazık ki tiroid kanserinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Yapılan birçok araştırma, özellikle uranyum maddesinin yer aldığı radyoaktif bileşenlere maruz kalan bireylerde tiroid kanserinin daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur. Örneğin, bademcik ve geniz eti büyümesi gibi rahatsızlıklarda, boyun bölgesine uygulanan ışın tedavileri tiroid kanserinin meydana gelmesine zemin hazırlamaktadır. Ancak bu uygulama daha çok Amerika'da yapılmaktadır. Ülkemizde geniz eti ve bademcik problemlerinde radyoaktif yerine cerrahi tedaviler tercih edilmektedir.

Tiroid kanseri türlerinin %90'dan fazlası, herhangi bir belirti vermemektedir. Birçok tiroid kanseri hastasının, uzun yıllar boyunca tiroid kanseri olduğunun farkında olmadan yaşadığı bilinmektedir. Fakat bazı tiroid kanseri vakalarında, lenf bezlerinin büyüdüğü ve boyun bölgesinde kitle oluşmuş olduğu görülmüştür. Boğazda ağrı, yutkunmada zorluk çekme, ses kısılması, nefes alıp vermede sıkıntı yaşama, cilt derisinde kuruluk ve çatlama, sinirlilik hali, hızlı kilo artışı, zayıflayan saç derisi; tiroid kanserinde ortaya çıkabilecek belirtiler arasındadır. Fakat bu belirtilerin hiçbiri olmayabilir. Zira sinsice ilerleyen bir kanser türüdür tiroid kanseri.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; birçok hastalıkta olduğu gibi, tiroid kanserinde de erken tanı hayati önem taşımaktadır. Ayrıca erken teşhis ve doğru tedavi ile hayatta kalma şansı en yüksek olan kanser tipidir tiroid kanseri. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde, artık eskiye oranla daha kolay tespiti yapılabilen tiroid kanserinde; hastanın şikayetleri doğrultusunda ve fiziksel muayene ile ilk bulgular elde edilir. Eğer ele gelen bir kitle söz konusu ise tiroid kanserinden söz edilebilir. Tiroid bezinde nodül fark edilmişse; doktorunuz Bilgisayarlı Tomografi ve MR isteyecektir. Ancak bu kitlenin kanser olup olmadığını kesin olarak anlamak için, biyopsi şarttır. Biyopsi ile tiroid hücrelerinden çekilen sıvı üzerinde patolojik inceleme yapılır ve kesin teşhis konulmuş olur. Bunlara ek olarak, kandaki hormon seviyeleri için birtakım testler gerekebilir. Burada önemli olan nodül yani kitle henüz küçük boyutta iken fark edilmesidir. Aksi halde hayati kayıplar meydana gelebilir. Bu yüzden bazı hastalarda biyopsi birkaç defa uygulanabilir.

Tiroid kanseri tespit edildiğinde hangi boyutta olursa olsun mutlaka ameliyat gerektirir. Ameliyatla tiroid bezinin tamamı alınır ve sonrasında uygulanacak tedavi de oldukça önemlidir. Yapılan cerrahi işlem sonrası, bölgede kalan kanserli tiroid dokularının yok olmasını sağlamak için radyoaktif tedavisi uygulanır. Belirli dozlarda yapılan radyoaktif iyot tedavisi sonrasında, hastaya tiroid tabletleri verilir. Bu tiroid tabletleri sayesinde hem hastanın tiroid hormonu gereksinimi karşılanır hem de hipofiz bezinin baskılanması sağlanır. Çünkü baskılanan hipofiz bezi tirotiropin salgılamasını önleyerek, yeni bir tiroid kanseri hücresinin gelişmesine engel olur. Hastalığın tekrar nüksetmemesi için, tedavi sonrasında da mutlaka hasta, izlenim altında olmalıdır.